PLANLI ESKİTME
Planlı eskitme kapitalizm veya endüstriyel üretim hakkında bir şeyler okuyan bir çok insanın aşina olduğu bir kavramdır. Planlı eskitme aslında kapitalizmin çarklarının sürekli işler halde olması için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde üreticiler tüketicilere sürekli satış yapabilmek için ürünlerin tasarım aşamasında kasıtlı olarak bozulmalar meydana getirecek parçalar tasarıma eklerler.
Planlı eskitme ilk ortaya çıktığı zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri II. Dünya Savaşından yeni çıkmıştı ve artmakta olan bir işsizlik sorunu vardı. Artan işsizliği azaltmak ve ekonomik kalkınmayı sağlamak için iş imkanları sağlamak gerekliydi. Bir şey ne kadar hızlı eskir ve insanlar yenisini ne kadar kısa sürede alırsa ekonomide bir o kadar hızlı büyür mantığıyla planlı eskitmeyi ortaya çıkardılar.
Dünya üzerinde şu anda 7.53 milyar insan bulunmakta bu insanların her biri birer tüketici. Firmalar sürekli tüketiciler için ürünler arz ediyor ancak firmaların zarar etmemesi için arzlarına karşılık bir talep oluşması lazım ki zarar etmeden daha çok büyüyerek daha çok üretebilsinler. Burada ki asıl mesele iktisadın temel konularından biri olan arz talep dengesi.
Planlı eskitme ilk ortaya çıktığı zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri II. Dünya Savaşından yeni çıkmıştı ve artmakta olan bir işsizlik sorunu vardı. Artan işsizliği azaltmak ve ekonomik kalkınmayı sağlamak için iş imkanları sağlamak gerekliydi. Bir şey ne kadar hızlı eskir ve insanlar yenisini ne kadar kısa sürede alırsa ekonomide bir o kadar hızlı büyür mantığıyla planlı eskitmeyi ortaya çıkardılar.
Dünya üzerinde şu anda 7.53 milyar insan bulunmakta bu insanların her biri birer tüketici. Firmalar sürekli tüketiciler için ürünler arz ediyor ancak firmaların zarar etmemesi için arzlarına karşılık bir talep oluşması lazım ki zarar etmeden daha çok büyüyerek daha çok üretebilsinler. Burada ki asıl mesele iktisadın temel konularından biri olan arz talep dengesi.
Örneğin; iyi bir sermaye ile bir fabrika kurup dünyada ki bütün haneler ve iş yerleri için son derece dayanıklı veya diğer bir deyişle evladiyelik denilebilecek çamaşır makineleri ürettiğinizi farz edin ve daha sonrasında ürettiğiniz çamaşır makinelerinin hepsinin satın alındığını. Böyle bir durumda ne yapacaksınız eğer aynı hızda üretim yaparsanız makineleri satacak yeni insanlar bulmak zorlaştıkça çamaşır makineleri depolarda beklemeye başlayacak.Depolarda bekleyen makineleriniz olduğu için yeni çamaşır makineleri üretemeyeceksiniz. Fabrikanızda yeni bir ürün üretmek isterseniz üretim makinelerinizi değiştirmek zorunda kalacaksınız buda ekstra maliyet demek. Eğer ürettiğiniz çamaşır makinelerini dayanıksız belirli bir süre sonra bozulacak şekilde tasarlarsanız insanlar yeni çamaşır makineleri almak isteyeceklerdir. İşte bu şekilde bir talep oluşacak ve siz arz yapmaya devam ederek para kazanacaksınız.
Thomas Alva Edison 1880 yılında ilk ticari ampulü ürettiğinde ampulün ömrü 1500 saat kadardı. 1920 senesine gelindiğinde ampuller geliştirilerek ampullerin yanma süreleri 2500 saate kadar çıkmıştı. Daha fazla ampul satmak isteyen üreticiler ise bu durumdan rahatsız oldukları için ampullerin kullanma sürelerini düşürmek istediler. Bu sayede piyasaya sürekli bir ampul arzı yapacaklardı ve satışları devam edecekti. 1924 yılında yedi büyük ampul üreticisi bir araya gelerek bir konsensüs oluştururlar ve ampullerin ömürlerini 2500 saatten 1000 saate düşürme kararı alırlar. Bu karara uymayan ampul üreticilerine ise ceza kesilmesi kararlaştırılır. Alınan bu kararın üzerine şirket mühendisleri üretilecek ampullerin ömürlerini kısaltıp daha da dayanıksız hale nasıl getireceklerini bulmak için çalışmalara başlarlar. Bu standartlaştırma çalışmaları ileri zamanlarda küresel bir hale gelir ve dünya çapında diğer ampul üreticileri tarafından da kabul görür.
Planlı eskitmede ağırlıklı olarak malların fonksiyonlarının eskitilmesi temel alınsada planlı eskitmenin bir diğer kısmı daha var. Bu kısım ise isteklerin eskitilmesi. Bu kısım ise firmalar sizlere mevcut kullandığınız ürünün sizler için artık yetersiz geldiğini hissettirmesi sonucu oluşur. Aslında kullandığınız ürün sizin için yeterlidir ancak yeni olan her zaman insana daha cazip geldiği için firmalar bu algıyı kullanarak sizlerin önüne yeni seçenekler sunarlar. Zaten kasıtlı olarak hızlı şekilde yıpranan ürünleri yenisiyle değiştirme ihtiyacı duyacağınız için piyasaya yeni arz edilen ürünlere karşı bir talep oluşur. Aslında bunun için en iyi cümle günlük hayatta kullandığımız "modası geçti" deyimidir. Evet gerçekten de modası geçmiş oluyor çünkü biz artık bir üründen sıkıldıysak yenisini almak istiyoruz. Her zaman daha yenisini ve iyisini arayan insan için bu gayet doğal bir durum. İşte bu durum bizi ihtiyacımız olmadığı halde satın almaya itiyor.
Thomas Alva Edison 1880 yılında ilk ticari ampulü ürettiğinde ampulün ömrü 1500 saat kadardı. 1920 senesine gelindiğinde ampuller geliştirilerek ampullerin yanma süreleri 2500 saate kadar çıkmıştı. Daha fazla ampul satmak isteyen üreticiler ise bu durumdan rahatsız oldukları için ampullerin kullanma sürelerini düşürmek istediler. Bu sayede piyasaya sürekli bir ampul arzı yapacaklardı ve satışları devam edecekti. 1924 yılında yedi büyük ampul üreticisi bir araya gelerek bir konsensüs oluştururlar ve ampullerin ömürlerini 2500 saatten 1000 saate düşürme kararı alırlar. Bu karara uymayan ampul üreticilerine ise ceza kesilmesi kararlaştırılır. Alınan bu kararın üzerine şirket mühendisleri üretilecek ampullerin ömürlerini kısaltıp daha da dayanıksız hale nasıl getireceklerini bulmak için çalışmalara başlarlar. Bu standartlaştırma çalışmaları ileri zamanlarda küresel bir hale gelir ve dünya çapında diğer ampul üreticileri tarafından da kabul görür.
Planlı eskitmede ağırlıklı olarak malların fonksiyonlarının eskitilmesi temel alınsada planlı eskitmenin bir diğer kısmı daha var. Bu kısım ise isteklerin eskitilmesi. Bu kısım ise firmalar sizlere mevcut kullandığınız ürünün sizler için artık yetersiz geldiğini hissettirmesi sonucu oluşur. Aslında kullandığınız ürün sizin için yeterlidir ancak yeni olan her zaman insana daha cazip geldiği için firmalar bu algıyı kullanarak sizlerin önüne yeni seçenekler sunarlar. Zaten kasıtlı olarak hızlı şekilde yıpranan ürünleri yenisiyle değiştirme ihtiyacı duyacağınız için piyasaya yeni arz edilen ürünlere karşı bir talep oluşur. Aslında bunun için en iyi cümle günlük hayatta kullandığımız "modası geçti" deyimidir. Evet gerçekten de modası geçmiş oluyor çünkü biz artık bir üründen sıkıldıysak yenisini almak istiyoruz. Her zaman daha yenisini ve iyisini arayan insan için bu gayet doğal bir durum. İşte bu durum bizi ihtiyacımız olmadığı halde satın almaya itiyor.
Aydınlatıcı��
YanıtlaSilBen olayı biliyordum ama isminin planlı eskitme olduğunu ve bahsettiginiz detayları bilmiyordum. Net ve anlaşılır bir paylaşım olmuş teşekkürler.
YanıtlaSil